Acıdan "zevk” alanlar
- 30-04-2025, 10:47
- ЦЕНТР КВАНТОВОГО МЫШЛЕНИЯ / ПСИХОЛОГИЯ
- 0
- 172

Gülnara Inanc, kuantum psikoloğu: etnopsikolog, ethnoglobus.az çevrimiçi araştırma merkezinin kurucusu, uzman.
İnsanın gördüğü, duyduğu, yaşadığı hiçbir şey hafızasından silinmez. Şuura geçer ve ne şekilde tezahür edeceği bilinmez. İnsanlar dertlerini, hastalıklarını, problemlerini büyük bir zevkle ve ayrıntılı olarak anlatmaktan hoşlanırlar. Düşünceler ve duygular da dahil olmak üzere her şeyin enerji olduğunu düşünürsek, bu tür konuşmalar sırasında ne kadar düşük frekanslı enerjinin açığa çıktığını hayal edelim. Elbette negatif enerji evrendeki düşük titreşimlerden kaynaklanır ve tekrarladıkça özdeş titreşimler artar ve genişler. Sonuç olarak insanlar bu enerjiye o kadar alışırlar ki, bundan "zevk" almaya başlarlar ve artık kötü düşünceler olmadan yaşayamaz hale gelirler.
Negatif enerjilerden "zevk" almak insan ruhuna işkence etmek demektir, dolayısıyla kötü düşüncelere ve konuşmalara yatkın olanlar kendi gizli psikolojik zaaflarını beslerler.
Sosyal ağlar toplumun kırılganlıkları üzerine kurulu olduğundan, üzüntü ve acı dolu olaylara özel bir popülerlik kazanıyor. İnsanlar düşünmeden şeytani makinenin araçları haline geliyorlar. Bu tür film ve görüntüleri izledikce, insan bilinçaltındaki saklı olan acımasız doyurur". Fakat bu duygular acıyı ve üzüntüyü "yedikçe" güçlenir ve daha fazla olumsuzluk ister ve daha fazla olumsuzluk "yemek" ister. Negatif enerji giderek büyüyor ve büyüdükçe yeni kurbanlar arıyor. İnsanlar ruhlarının gelişimi üzerinde pek çalışmadıkları için (dindarlık ruhun gelişimi anlamına gelmez) kolaylıkla düşük frekanslı titreşimlere yuvarlanıyorlar. Dedikodu, iftira, kıskançlık, şöhret düşkünlügü vb. duygular olumsuz enerji dogurucularıdır.
Günümüzde sosyal ağlar, şöhret düşkünlügü gibi bencil bir olumsuz enerjiyi güçlendiriyor. Herhangi bir olumlu başarı veya eylemle kendini yükseltme yeteneği olmayan kişi, insanların en hassas ve gizli duyguları üzerinde "ün" kazanır. Mesela köprüde duran ve intihar etmek üzere olan birini kurtarmak yerine, bunu videoya çekiyor.
Aslında gizli işkence eğilimini açığa vuruyor, onu intihar eden bir insanın heyecanı ve acısı ilgilendiriyor. Görüntüler sosyal medyada paylaşıldığında binlerce kullanıcıya ulaşıyor. Böylece o kişi hem gizli zalim duygularını "doyurur", hem negatif enerji düzleminde olsa bile "ün" kazanır, hem de başkaları üzerinde gizli bir hakimiyet kurar.
Bir diğer gözlem ise, bugünlerde Azerbaycan'da bir okulda yaşanan bilinen bir intihar olayının görüntülerinin üzerinde "halı temizleme" reklamı görebiliyorsunuz. İntihar eden kızın babası, verdiği röportajda cenaze törenine gelen birinin gizli kamera takarak kendisine sorular sorduğunu söyledi. Bu durum, başkalarına karşı gizli bir hakimiyet ve gizli bir zalimlik duygusunun tezahürüdür. Yani başkalarının duygusal acılarından zevk alma çabası.
Bilinen olaydan bu yana ülkede bugüne kadar beş intihar olayı yaşandı. Psikolojide buna Werther sendromu (etkisi) denir. Önemli olan, olayın kamuoyuna yansımasıyla intihar enerjisinin artmasıdır, neredeyse toplumun hemen hemen tamamında (olay sosyal ağlar aracılığıyla her kesimden insana kolayca iletililir) çeşitli versiyonlarıyla tartışılır ve zayıf insanları peşinden sürüklüyor. Son günlerde toplumda intihar psikozu yaşanıyor. Her yaştan binlerce kişi intihar anı ve yaralı çocuğun görüntülerini izliyor. Onların psikolojik durumlarını kontrol etmek mümkün değil. Hatta sosyal medyada okul çocukları arasında çocuğun intihar etmeden önce "zihin değiştirici" ilaç aldığı yönünde konuşmalar yapıldığı söyleniyor. Dolayısıyla her şeye meraklı olan çocukların o ilacı denemek istemesini önlemek için çok sıkı bir denetime ihtiyaç vardır.
İntihar eden bir kız, kamera karşısında intiharı sırasında korkudan başka bir şey hissetmediğini söylüyor. Ergenlik çağındaki gençlerin ve gizli duygusal acıyı deneyimlemekten hoşlananların bu duyguları deneyimlemek için intihara teşebbüs etmeyeceklerine hiçbir garanti verilemez.
Bu tür olaylar toplumda güçlü bir olumsuz enerji dalgası yaratıyor. Bu da daha fazla saldırganlığa ve insanların gizli zayıf duygularına dayanan yeni olaylara yol açıyor. En çok neye bakarsak, hangi duyguları yaşarsak, ne hakkında konuşursak onları hayatımıza taşıyoruz. Ancak güçlü Sevgi ve Işıkla buna karşı çıkılabilir.
Günümüzde toplumumuzda ve dünyada hoş, sevindirici, insanların en güzel niteliklerine dayalı olaylar yaşanmaktadır. Bunların yaygınlaştırılması ve güçlendirilmesi gerekiyor. Kiri kirle yıkamıyorlar, ışık ve sevgiyle yıkıyorlar.
Tercüman: Gülzar Bayati.